F41.0 - Sosyal Anksiyete Bozukluğu
SOSYAL ANKSİYETE BOZUKLUĞU
Tanı Kriterleri
A. Bireyin başkalarının incelemesine maruz kalabileceği bir veya birden fazla sosyal durumla ilgili belirgin korku veya kaygı duyması. Örnekler arasında sosyal etkileşimler (örn. sohbet etme, yabancılarla tanışma), gözlemlenme (örn. yemek yeme veya içme) ve başkalarının önünde performans sergileme (örn. konuşma yapma) yer alır.
Not: Çocuklarda kaygı yalnızca yetişkinlerle etkileşim sırasında değil, akran ortamlarında da ortaya çıkmalıdır.
B. Birey, utanç verici veya küçük düşürücü bir şekilde davranacağından ya da kaygı belirtileri göstereceğinden ve bunun olumsuz değerlendirileceğinden (örn. reddedilmesine, başkalarını rahatsız etmesine yol açacağından) korkar.
C. Sosyal durumlar neredeyse her zaman korku veya kaygıyı tetikler.
Not: Çocuklarda bu korku veya kaygı, ağlama, öfke nöbetleri, donakalma, yapışma, küçülme veya sosyal ortamlarda konuşmama şeklinde ifade edilebilir.
D. Sosyal durumlar kaçınılan ya da yoğun korku ve kaygı ile katlanılan durumlardır.
E. Korku veya kaygı, sosyal durumun yarattığı gerçek tehdide ve bireyin sosyokültürel bağlamına kıyasla orantısızdır.
Tedavi
Tedavide ilk sıra olarak SSRI lar olmaktadır.
Farmakolojik tedavilerin yanında BDT etkilidir.
SOSYAL FOBİK HASTALARA ÖNERİLER
Sosyal anksiyetesi olan biri için topluluk önünde konuşma becerisi geliştirmek zorlayıcı olabilir, ancak doğru teknikler ve pratikle bu yetenek geliştirilebilir. İşte aşamalı olarak uygulanabilecek bazı yöntemler:
1. Hazırlık ve Planlama
Konuşma İçeriğini Belirleyin: Ne söyleyeceğinizi önceden planlayarak kaygıyı azaltabilirsiniz. Ana noktaları belirleyin ve yapılandırılmış bir akış oluşturun.
Notlar Kullanın: Konuşmanızın ana hatlarını içeren kısa notlar hazırlayın. Kelimesi kelimesine ezberlemek yerine, temel noktaları hatırlamanıza yardımcı olur.
Ayna Karşısında veya Kayıt Alarak Pratik Yapın: Ayna karşısında konuşarak beden dilinizi gözlemleyebilir veya konuşmanızı kaydederek eksiklikleri analiz edebilirsiniz.
2. Küçük Gruplarla Pratik Yapma
Önce Yakın Arkadaşlar veya Aile Önünde Deneyin: Küçük ve güvenilir bir grupla konuşarak kendinize güven kazanın.
Destekleyici Ortamlarda Konuşun: Sosyal kaygıyı aşmada Toastmasters gibi topluluklar veya açık mikrofon etkinlikleri faydalı olabilir.
3. Kaygıyı Yönetme Teknikleri
Derin Nefes Alın: Konuşmadan önce ve konuşma sırasında derin nefes alarak kaygıyı azaltabilirsiniz.
Olumsuz Düşünceleri Yeniden Çerçeveleyin: "Herkes beni eleştirecek" gibi düşünceler yerine, "Hata yapsam bile insanlar anlayış gösterebilir" şeklinde düşünün.
Göz Teması Pratik Edin: Dinleyicilere odaklanmak yerine, odada farklı noktalara veya destekleyici yüzlere bakarak kendinizi daha rahat hissedebilirsiniz.
4. Beden Dilini ve Ses Tonunu Kullanma
Kendinden Emin Duruş: Dik durun, omuzlarınızı gevşetin ve nefes alarak konuşmaya başlayın.
Yavaş ve Net Konuşun: Hızlı konuşmak kaygıyı artırabilir, bu yüzden bilinçli olarak yavaş ve anlaşılır konuşmaya odaklanın.
Ellerinizi Doğal Kullanın: Ellerinizi saklamak yerine doğal hareketlerle anlatımınızı destekleyin.
5. Gerçekçi Beklentiler Belirleyin
Mükemmelliyetçilikten Kaçının: Hata yapmak doğaldır. Konuşmanızın kusursuz olmasını beklemek yerine, kendinizi ifade etmeye odaklanın.
Küçük Başarıları Kutlayın: İlk başta birkaç cümleyle bile konuşabilmek bir başarıdır. Küçük adımlarla ilerleyin.
6. Geri Bildirim Alın ve Deneyim Kazanın
Video Kaydı İzleyin: Konuşmanızı kaydederek güçlü ve gelişime açık yönlerinizi değerlendirin.
Geri Bildirim İsteyin: Güvendiğiniz insanlardan yapıcı geri bildirim alın.
Düzenli Pratik Yapın: Zamanla daha rahat hissetmeye başlayacaksınız.
Bu adımları uygulayarak sosyal kaygınızı yönetebilir ve topluluk önünde konuşma becerinizi geliştirebilirsiniz. En önemli nokta, küçük adımlarla başlayıp düzenli pratik yapmaktır!
Sorumluluk Reddi Beyanı
Reçetemiz.net doktor ve eczacılardan oluşan geniş bir ekip tarafından, doktorlar ve tıp fakültesi öğrencileri için hazırlanmıştır. Buradaki bilgiler bir hekimin teyidine muhtaçtır. Sağlık profesyoneli olmayanların kullanımına uygun değildir. Sitenin amacı hekimlere kolaylık sağlamaktır. Hastanın klinik durumu gözetilerek reçetenin düzenlenmesi tanı koyan hekimin sorumluluğundadır. Reçetemiz.net herhangi bir sorumluluk taşımamaktadır.